26 Temmuz 2013 Cuma

İKİ

kendimi aslında bir olan bir iki gibi hissediyorum...
hani o 
      hep aynı güz yapraklarının
                                          görüp de dalga geçtiği
      hep aynı ağacın altında
                               başlayan ve biten
                                                    aşklar
       ve en sonunda dönüp
                                    dolaşıp 
                                           yalnız kaldığım
       şimdi
her şeyin iki kişiyle 
                       başladığını söyleyen 
                                        yağmur kadar 
                                                        yalnızım...
                                                                               

27 Haziran 2013 Perşembe

yaşlanmak gerçekten büyük mucize. ama ben artık ondan daha büyük bir mucizenin olduğunu biliyorum. 
o da ölmek. çünkü hayat başlayan bir şey olduğu gibi biten de bir şey olmalı. 
yaşadığınız en iyi seksi düşünün, yediğiniz en iyi yemeği, seyrettiğiniz en iyi maçı. 
eğer bunlar hiç bitmeyip hala sürselerdi en iyi olmaktan çıkar en sıkıcı olurlardı.
hayatta böyle işte eğer bir noktada bitmezse insanı canından bezdirebilir.
iyi ki ölüm var da hayatta her şeyi yerli yerine koyuyor. nasıl diyorlar yaşasın ölüm!
güneşin oğlu (2008)

1 Aralık 2012 Cumartesi

”çok kıymetli bir şey bulursun. sonra bulduğuna pişman olursun. çünkü nereye koyacağını bilemezsin.”

Vesikalı Yarim / 1968
(Türkan Şoray - İzzet Günay)

26 Kasım 2012 Pazartesi

"Fasılda rakı içmişliğin eğlencesinedir, ben hüzünlü rakı içmeleri severim. Babaların rakı içişi gibi içilmesini severim. Yanda anadolu türküleri çalmalı. Sevdiğim insanların ölmesinden nefret ederim. Allah beni neden sevmiyor diye ağlarım sonra. Tanrıyla aynı fikirde değilim, sevdiğimiz insanlar ölmemeli."

15 Kasım 2012 Perşembe

‎"gitmek istemediğin şehirlerden geliyorum geceleri. rüyalarında kuruyan nehirlerden geliyorum. bir kaplumbağanın kalbiyle geliyorum. bir kaplumbağanın kalbini sökersen o kalp bir saat daha atar. bir dere elli sene sonra taşar bir telefon yüz yıl çalar. ne öğrendik bu aşktan: insan bir gün herkesi unutabilir. o zaman hayaletlere inan çünkü onlar hep dokunabilir."
emrah serbes/hikayem paramparça 
- şansım hiç gülmedi, şu kıvrık, yapışkan sinek kâğıtlarını bilir misiniz? ben onlar gibiyim. çevredeki bütün pisliği çekiyorum. elektrik süpürgesi gibiyim, tozları çekiyorum. şanslı sayıyı hiç çekemedim. denediğim her şey yanlış çıkıyor. dokunduğum her şey ekşileşiyor. bunu nasıl açıklıyorsun? 

28 Ekim 2012 Pazar


Ah Muhsin Ünlü’yle ilişkimize çok ara verdik
bu sırada o bir film çekti ve
belki bir de şiyir yazmıştır sesli okumadan.
bu sırada ben bir film çekemedim ve
çok fazla karar yazdım bağıra çağıra   -raktan.
ama bence
yanlış bir şey daha vardı bu ilişkide
ah muhsin ünlü bunu düşünse iki dakika sürerdi.
ben düşününce iki yıl sürüyor.
ah muhsin ünlü kendini görse
kesin konuşur-du.
ben kendimi görsem
kesin- konuşmazdım.
ah muhsin ünlü bir gece uyanıp bir şeyler yazsa
ellerine sağlık olurdu
ben yazınca ondan bahsediyorum.